BAVUL JENERASYONU ve Gülçin Wilhelm, baslikli son yazim yayimda.

BAVUL JENERASYONU ! ALMANYA ACI VATAN




Gurbette 50 koca yıl, getiri ve götürdükleri. Gülçin Wilhelm


Size bu isimden bahsetmek istiyorum, bu yazımda.Almanya da yaşayan araştırmacı yazar, Gülçin Wilhelm, Almanya'ya göçün başlamasıyla beraber, ailelerinden kopmak mecburiyetinde kalan çocukları ve bu sorunun günümüze yansıyan etkilerini konu alan bir kitap yazdı.
Kitap Almanca olarak basılacak, yayın ve tüm hakları yazara ve © 2011 Orlanda Frauenverlag GmbH, Berlin'e ait olup Barton Berlin'de basıma alınacak. Kapak için Stefanie Schenk, Anna Mandalka, emek verdiler. Emeği geçen daha niceleri var ve buradan hepsine teşekkürlerimi sunuyorum.
Derin araştırmalar sonucu kaleme aldığı bu kitabı yayıma verilmeye ramak kala, bana ulaşan bekleme nezaketi gösteren, Gülçin hanim, yaptığı işe öyle inançli ki, böyle bir cesaret gösterdi. Kendisine teşekkür ediyor, onun kitabı adına ve kitap ta Almanca olarak yer alacak olan yazdıklarımı siz değerli okurlarımlada paylaşıyorum.

50 yılın, günümüze bu durumu yaşanlarda ki yansımaları.


Ülkeye entegrasyon, dile entegrasyon, kültüre entegrasyon, bunlar zamanla oturuyor, hayat mucizevi bir şekilde çocukları buna hazırlıyor.
Zorlukları ile birlikte yaşanarak kişisel yaşama adapte ediliyor kişiler, yeni ülke, kültür ve dil.
Benim ağırlık verdiğim konu ise aileye entegrasyon!
Yüzleşmesi en ağır olan konu bu, çünkü kişisel yüzleşmenin yanısıra ailevi bir yüzmeşmeyide gerektiriyor.
Ailemin beni anne ve aile bildiklerimden aldıkları zamanı animsıyorum.
Başka bir aile, başka ülke, başka dil, başka kültür. Burada kültüründe iki farklı kültür olduğunu unutmamak gerek.
Getirildiğiniz ülkenin kültürü ve yeni ailenizin kültürü.

iki aile birbirlerinden yaşayış şekilleri, alışkanlıkları ve ailevi kuralları ile tamamen farklı oluyor.
Entegre sorununu, alışkanlıkları, alışılması ve adapte olunması gerekenler listesinide tamamen değiştiriyor.
Dolayısıyla bu durumu yaşamasi gereken bir çocuğa, ailesinin yanında doğmuş ve büyümüş bir çocuktan daha fazla iş düşüyor.

Burada yaptığım çalışmalarda, aradan onca yıl geçmesine ve bu çocukların çoğunun artık birer yetişkin, hatta ebeveyn olmalarına karşın, hala aileye adaptasyon sorunu yaşadıklarını gözlemledim.
Kendilerinde bunu dile getiremeseler dahi, iç dünyalarında kendilerini iki aileden birini seçmek durumunda hissediyorlar ve bunu yapıyorda bir çoğu.
Bu durumu ben de yaşadım.Diğer üç kardeşim benden farklı, ailemin yanında büyüdüler. Aile gecelerimiz vardı, oyunlar oynar, geziler yapardık.
O anlarda konu hep ufaklıklarımıza gelir, annem ya da babam kardeşlerime, sen ufakken böyleydin, sen şöyle yapardın demeye başladıklarında, beklerdim sıra bana hiç gelmezdi, benim çocukluğuma dair hiç bir şey anlatılmaz ve bu beni üzerdi.

Hiç dile getirmez, fakat yaralanır, bir bahane ile ortamdan ayrılır, odama çekilir ve çocukluğumu dolayısıylada ilk ailemi düşünür ve o anlarda onları daha da özlerdim.
Sevgiyle büyütülmüş, bana hiç söylenmemesine ragmen, ben de ilk ailemin öz ailem olmadığını hiç anlamamıştım. Onları çok seviyor ve çok özlüyordum.
Büyüdüğüm aile de son çocuk, bu ailemde ise ilk çocuk olmanın zorluklarıda eklendi.
Fakat iki ailemde aydın ve benim psikolojimi gözeten ailelerdi. Bu benim hayata dair şansım oldu.Her iki annelerimlede konuştum, onlarla ve kendime yüzleştim.iki aileden birini asıl ailem olarak iç dünyamda benimsemekten uzaklaştırıp kendimi, iki aileli ve çok sevilen bir çocuk olmanın zenginliğini yaşamaya başladığımda, bu hayatıma artı yansımaya, hayat içinde daha aktif rol almama, kendimle barışıp özgüvenimi sağlamlaştırmamdada büyük rol oynadı.
Kendimi bu sorunu yaşamış, fakat şanslarını ve zenginliğini farketmeyi başarmış bir kişi olarak görüyorum.

Fakat ya bunu başaramayan lar?
Onlar hala bu sorunun bugünlerine yansıyan halleri altında ezik bir hayat sürüyorlar.
Psiko Terapistim ve işim insanlarla, bana tamamen farklı sorunlarla gelen kişilerde dahi, bir kaç seans sonrası, sorunun kaynağının aile entegrasyonu olduğuna rastlıyorum.

Kendini toplumdan soyutlayabiliyor, özgüven sorunu yaşayabiliyor. içine kapali ve a-sosyal bir hayat yaşayabiliyor ve bunlarla birlikte bazı kişilik bozukluklarını taşıyabiliyor kişiler.

Yetişkin olarak kendi kurdukları çekirdek aile içinde aşırı korumacı davranabiliyor ve bu da aileye katılan çocuklar ile iletişim bozukluğuna neden olabiliyor.
Mecburiyet dışında ebevyn ve kardeşlerle fazla görüşmüyor, buna gerek görmüyor, fakat bu durumun getirdiği eziklikle yaşıyorlar.
Onlar bugünün yetişkinleri, dünleri ile çocuklukları ile barışamamış yetişkinler...
Mazide bir yerlerde ezik bir çocuk, barış gününü bekliyor.
Bu kitap bu sorunları yaşamış olanlara, ışık niteliğinde, derin araştırmalar ve bulgular içeriyor.
Sizlere Elif Turna Türk, olarak iki farklı açı sunmaya çalıştım. biri bu sorunu bizzat yaşamış biri olarak, diğeri psiko terapist olarak.
Bu sorunu yaşamış bir çok kişinin kendisi ve geçmişi ile yüzleşebileceğine, yarınlara daha sağlam ilerleyeceğine ve mecburiyetle başladıkları gurbet yolculuğunda, istemedende olsa çocuklarına bu sorunu yaşatmış, ailelerinde blinçlenerek, onlara yaklaşmalarına yardımcı olacağına inandığım bir araştırmanın ürünü bu kitap .
Bu kitap bana da ileride vereceğim konferans ve seminerlerde oldukça yardımcı olacak bir kitap.
Çok sağlam.
Gülçin Wilhelm'e teşekkürlerimle


Elif Turna Türk

Yorumlar

  1. Uzaktan bildiğimiz,duyduğumuz fakat tam olarak ne olduğunu anlayamayacağımız bir durum bu.Türkçe olarak basılsa da okusak.

    Blogundan çok hoşlandım ve izlemeye aldım.

    YanıtlaSil
  2. Tesekkür ederim, iyade-i ziyarete gelecegim:=)) Umuyorum en kisa zamanda Türkce olarak ta türkiyede okurlara sunulacaktir. Saygimla.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder