Biraz fazla zamana kavuşunca yurdumdan ve dünyadan haberlere fazla daldın, uyarısını yapan içimde ki ses ile irkilmem, bir çok soru işareti taktı zihnimin uçlarına.
Avrupa halkın psikolojik sağlığı adına belli limitlerde tutsada fena haberleri, yurdum basın yayın organlarında ki inanilmaz yarış ve halkın ruh sağlığını hiçe sayan koşuşturma, şaşkınlığın yanı-sıra, korku yaşattı.
Yurt dışında yaşayan insanımızı ciddi anlamda düşünmeye itiyor bu durum.
Hadi biraz nabız yoklayayım deyip, sorular yönelttim çevremdekilere.
__Yok kızım yalnız gidilmez artık Türkiye'ye.
Dedi yaşı ellialtı olan bir teyze. Neden dedim?
__E neden olacak haberleri izlemiyormusun sen, adamlar eşlerini doğruyor, sokaktan eve gitmek zor, eşin öldürmezse, kapkaçcısı var, o da olmadı, trafik kazası var, yok kızım yok, oturun oturduğunuz yerde...!
Ee dedim çiceği burnunda emekli olan, bir amcamıza, Türkiye'ye kesin dönüş yaparsın artik.
Ne!
Dedi önce ve devam etti.
Sen haberlerde görmedinmi evladım, emekli olup vatana kesin dönüş yapan aileyi nasıl acımasızca katlettiler, hele o yalnız yaşayan, yaşlı kadını hurharca bıçaklayıp öldürmediler mi?
Biz yine ara da gider geliriz, fakat oraya uyum sağlayamayız, bu korkularla artık...
Kime ne sorsam bir korku hakim. Bana ilk söylenense;
__Sen hiç haber izlemiyorsun galiba!
Şaşkın baktılar önce yüzüme, ardından bilinç altlarına işlenmiş korkularından, haberlerden bahsettiler.
Bir ahbabımın babası ise sohbete dahil olup başladı kendi korkusunu aktarmaya.
Türkiye'den mezar almış, geçen yaz, annelerini mezarina defnedemeyen kızkardeşlerin haberinden bahsedip, öyle olmak istemediğini, Türkiye'den aldığı mezar yerini satışa sunup, burada ki müslüman mezarlığından alacağını söyledi.
Buyur burdan yak!
Hayallerinden ve hedeflerinden vazgeçiyor, burada yaşayan vatandaşlarımız...!
İnsanımıza, yurdumuza ne oluyor?
Sorusu sıkça sorulan gurbetçi sorusu olarak, gurbetçinin ilk on soru kategorisinde yerini koruyor...
Öğle saatlerinde, bir sunucunun nasıl birisi ile evlenmek istiyor sun? Sulaine elinde ki listeden okumadan yanıt veremeyen, evliliğin manasına uzak olduğu bariz anlaşılan ve üretmek yerine elinde ki tek vasfının eti olduğunu, kelamsız aktarmasına dayanamayıp, hadi zap diğer kanala.
Halkın ablalarından bir hanımın, daha geçenlerde detox "zararlıdır deyip, detox yapilan bir diyet merkezinin diyetisyeniyle olan kavgasının üstü örtülmemişken, çok sayın bitki doktorlarından, detox diye bangır bangır, aylarca televizyonlarda, en iyi biziz bu konuda'larla verdiği demeçleri unutmuş, diyetisyeni kovmadan beter eten halkın ablası, bu adamı baş tacı ediyordu.
Hadi ordanda zap!
Diğerinde söz de şiir okuyor Dürdane.
Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı.
Hadi dedim Alman, kanalına zap'layalım.
Aile içi geçimsizlik ve iletişim bozuklukları, başlıklı bir programda bir ailenin sorunlarına, aile fertleri ile çözüm aranıyordu.
Ha yaşanmıyormu tüm bunlar, elbette yaşanıyor. Sual şu.
Neden başarılar, atılımlar ve artı, yaşananlardan, çok az haberdar olurken, ölüm, saldırı, tecavüz, hırsızlık, facia, tutklama ve sağlık haberlerinde vs ilk sıralar dayız?
Farklı zayıflama ve diyet ürünleri reklamlarının hemen ardından verilen muhteşem yemek reklamlarıyla allak bullak olan bünyemizden, hiç bahsetmiyorum dahi...
Siyaset ve vs tutuklama haberleri ise güvensizlikte tavan yaptırmadımı sizce?
Sahi Televizyonun ve basının terazisi tamir edilebilir mi?
Saygımla.
Elif Turna Türk
Avusturya
Yorumlar
Yorum Gönder